Sarsak elek sistemlerinde titreşim genliği (amplitüd) yetersiz kaldığında, makine “çalışıyor gibi” görünür ama proses tarafında verim hızla düşer: malzeme yatakta ilerlemez, ince malzeme ayıklaması zayıflar, nemli/ıslak beslemede körlenme artar, kapasite düşer ve geri devir yükselir. Amplitüd problemi çoğu zaman tek bir parçaya indirgenemez; uyarım kuvveti (eksantrik ağırlık/şaft), dinamik kütle (elek kasası + biriken malzeme), elastik elemanlar (yay/kauçuk takoz), devir (rpm) ve sönüm (gevşeklik, yatak aşınması, lastik elemanların yaşlanması) birlikte değerlendirilmelidir. Aşağıdaki adımlar, sahada hızlı teşhis ve kalıcı iyileştirme için pratik bir yol haritası sunar.
Önce belirtinizi net tanımlayın. Düşük amplitüd genellikle şu şekilde kendini gösterir:
Sarsak elek amplitüdünü iyileştirmenin en kısa yolu, önce ölçüm almaktır. Çünkü aynı “düşük titreşim” şikâyeti, bazen düşük genlikten değil yanlış frekans veya yanlış hareket yönünden kaynaklanır. Ayrıca tesis koşullarında eleğin üzerindeki yatak kalınlığı değiştiğinde ölçümsüz yapılan ayarlar “bugün iyi, yarın kötü” döngüsüne yol açar.
Basit ama acımasız bir ilişki işinizi kolaylaştırır: ivme kabaca (2πf)² × A ile artar (f: frekans, A: amplitüd). Yani devir/frekans düşerse aynı strok “varmış gibi” görünse bile eleme enerjisi gerileyebilir. Bu nedenle sarsak elek performansını değerlendirirken yalnızca strok değil, frekans (rpm) ve enerji aktarımı da mutlaka kontrol edilmelidir.
Birçok sarsak elek tasarımında uyarım kuvveti eksantrik ağırlık veya şaft eksantrikliği ile oluşur. Ağırlık açıları yanlışsa, ağırlıklar yer değiştirmişse veya set civataları gevşediyse net merkezkaç kuvveti düşer. Sonuç: düşük amplitüd ve kararsız titreşim.
VFD ile çalışan sarsak elekler üzerinde yanlış parametre, düşük frekans, tork limiti veya slip telafisi hatası eleği düşük enerjide tutabilir. Kayış-kasnaklı sistemlerde ise kayış kaçırması, yanlış kasnak oranı ya da kayış gergisinin zayıf kalması rpm’i düşürür.
Sarsak elek sistemi bir kütle–yay düzenidir. Yay sertliği değişince sistemin doğal frekansı kayar; bazı durumlarda eleğin hareketi “sönümlenir” ve amplitüd düşer. Kırık yay, eleği bir köşeden “tutar”, titreşim eliptik olmaktan çıkar; bu da malzemenin hem ilerlemesini hem de tabakalaşmasını bozar.
Rulman bozuluyorsa, sistem hem enerji kaybeder hem de titreşim “temiz” olmaktan çıkar. Yetersiz yağlama, kirlenme veya yanlış montaj düşük amplitüdü tetikleyebilir. Ayrıca rulman boşluğu arttıkça vuruntu bileşeni yükselir; operatör bunu “güçlü titreşim” sanabilir ama eleme kalitesi düşer.
Özellikle ıslak beslemede sarsak elek yüzeyinde biriken tabaka, eleğin “taşıdığı kütleyi” artırır. Uyarım kuvveti aynı kalırken kütle artınca hareket genliği düşebilir; ayrıca körlenme başladıkça daha fazla birikme olur ve süreç kendi kendini kötüleştirir. Bu etki, “ayar yaptık ama yine düzelmedi” şikâyetlerinin en yaygın nedenlerinden biridir.
Civata gevşekliği, çatlak, traverslerde boşluk gibi durumlar titreşim enerjisini “ısı ve vuruntuya” çevirir. Sonuçta ölçülen net strok düşer, ayrıca yorulma hasarı hızlanır. Bu tip arızalar ilerlediğinde sarsak elek sadece verimsizleşmez; aynı zamanda duruş süreleri de artar.
Amplitüdü artırmak cazip bir “tek hamle” gibi görünür; fakat aşırı amplitüd, tel kopması, şase çatlağı, rulman ömrü kaybı ve bağlantı gevşemesi riskini büyütür. Bu yüzden doğru yaklaşım sıralı olmalıdır:
Sahada sık görülen bir örnek: Nemli kırma ürününde düşük eleme verimi görülür ve ekip ilk iş eksantrik ağırlığı artırır. Sarsak elek amplitüdü bir miktar yükselir; ancak kısa süre sonra körlenme ve yığılma devam eder. İncelemede asıl problemin besleme oluk merkezlemesi ve yatak kalınlığının aşırı olması olduğu anlaşılır. Besleme dağıtıcı düzenlenip yatak inceltilince, aynı amplitüd seviyesinde bile eleme kalitesi belirgin şekilde artar. Ders: amplitüd bir kaldıraçtır; ama doğru yerde uygulamazsanız sadece sistemi daha çok yorar.
Birçok elek için kritik nokta yalnızca genlik değil, titreşimin elipsi ve atak açısıdır. Amplitüd yükselirken malzeme yatakta zıplıyor ama ilerlemiyorsa, hareket vektörü yanlış olabilir. Bu durumda ağırlıkların faz açısı/konfigürasyonu, elek eğimi ve besleme noktasının konumu birlikte optimize edilmelidir. En iyi uygulama, devreye alma sırasında ivme sensörü ile hem genliği hem de yön bileşenlerini doğrulamaktır.
Yeni nesil yaklaşımlarda titreşim, sabit bir mekanik ayar değil; sensör + veri analizi ile izlenen bir performans parametresidir. Kestirimci bakım uygulamaları rulman bozulmasını erken yakalayıp amplitüd düşmeden müdahale etmeyi sağlar. Ayrıca bazı tesislerde VFD ile yük bazlı frekans optimizasyonu denenerek farklı besleme koşullarında stabil eleme kalitesi hedeflenir. Bu sayede sarsak elek performansı “operatör tecrübesine” daha az, ölçüme dayalı kontrol mantığına daha çok yaslanır.