Sarsak Elek (vibrasyonlu elek) sistemlerinde yaylar, makinenin kalbi kadar kritiktir; çünkü titreşimi “taşıyan”, gövdeyi şaseye bağlayan ve enerjinin doğru yönde akmasını sağlayan parçalar onlardır. Yay kırılması sadece bir yedek parça problemi değildir: kapasite düşüşü, elek teli yırtılması, rulman arızası, şase çatlakları ve hatta iş güvenliği riski olarak geri döner. Bu yüzden konuya “neden kırılıyor?” ve “hangi yayı seçmeliyim?” ekseninde, sahada işe yarayan teknik kriterlerle yaklaşmak gerekir.
Yaylar, elek gövdesi ile taşıyıcı şase arasındaki titreşim izolasyonunu sağlar. Teoride amaç basittir: Gövde istenen genlikte ve frekansta titreşirken şaseye minimum titreşim iletilsin. Pratikte ise yaylar aynı anda şu yükleri taşır:
Sahadaki birçok arıza, bu yüklerin bir kısmının tasarım sınırlarının dışına taşmasıyla başlar. Yay kırılması çoğu zaman “sonuçtur”; asıl sebep genellikle sistem seviyesinde bir uyumsuzluktur. Bu nedenle Sarsak Elek yaylarını değerlendirirken tek bir parçaya değil, bütün makine davranışına bakmak gerekir.
Yay-kütle sistemi, bir doğal frekansa sahiptir. Sarsak Elek çalışma frekansı bu değere fazla yaklaştığında rezonans oluşur ve genlik kontrolsüz büyür. Sonuç: Yaylarda yorulma (fatigue) hızlanır, bağlantı elemanları gevşer, kırılma kaçınılmaz olur. Sahada tipik olarak “elek bir anda coştu”, “şase yürümeye başladı” gibi belirtiler rezonanstan şüphe ettirir.
Besleme miktarı tasarım kapasitesini aştığında, Sarsak Elek gövdesi üzerinde statik yük artar. Bu, yayın çalışma yüksekliğini düşürür ve yay “sıkışma sınırına” yaklaşır. Yay neredeyse bloklandığında (tam sıkışmaya yaklaştığında) dinamik darbeler doğrudan yayı döver; kırılmalar genellikle bu senaryoda hızlanır.
Yayların alt-üst yuvaları paralel değilse veya yaylar farklı boy/sertlikte karıştıysa, yük eşit dağılmaz. Bir yay “fazla çalışır”, diğeri “az çalışır”. Aşırı çalışan yayda lokal gerilme yükselir ve erken kırılma görülür. Ayrıca yay yatağında çapak, kaynak sıçrantısı veya eğri yüzey varsa yay eksen kaçıklığıyla çalışır; bu da çatlak başlatır. Bu tip montaj kusurları, Sarsak Elek titreşim geometrisini bozduğu için arıza zincirini hızlandırır.
Çok sert yay seçilirse izolasyon düşer, titreşim şaseye kaçar; çok yumuşak yay seçilirse gövde fazla çöker, mekanik limitlere yaklaşır. Her iki durumda da yaylar tasarım dışı gerilme döngülerine girer. Yay seçiminde sadece “taşır” demek yetmez; çalışma sehim aralığı ve dinamik davranış doğru kurulmalıdır. Bu noktada Sarsak Elek yay seçimi yaklaşımı, sadece katalogla değil ölçüm ve hesapla desteklenmelidir.
Çift vibrasyon motorlu sistemlerde motorların devir, faz ve yön uyumu bozulursa gövde “dairesel” yerine “eliptik/çapraz” titreşmeye başlar. Bu, yaylara yanal yük bindirir. Helisel yaylar yanal yükte hızla yorulur; kauçuk/PU elemanlar ise yırtılma gösterebilir. Özellikle Sarsak Elek vibrasyon ayarı doğru yapılmazsa, yay kırılması “kaçınılmaz bakım” gibi görünür ama aslında önlenebilir bir problemdir.
Nemli, asidik veya tuzlu ortamlar metal yaylarda korozyon çukurları oluşturur. Bu çukurlar çatlak için mükemmel “başlangıç noktasıdır”. Özellikle yıkamalı tesislerde veya denize yakın kırma-eleme sahalarında bu etki belirginleşir. Korozyon + titreşim birleşimi, yorulma ömrünü dramatik biçimde azaltır. Korozyona açık bir ortamda Sarsak Elek yayları için kaplama ve koruma yaklaşımı standart prosedür olmalıdır.
Kauçuk veya poliüretan yay elemanları ısı ve yağ/kimyasala maruz kaldığında sertleşebilir veya çatlayabilir. Elastomer sertliği değişince sistemin doğal frekansı da değişir; bu da rezonans riskini artırır. “Eskiden sakin çalışan elek şimdi zıplıyor” şikâyeti bazen sadece yaşlanan elastomerden çıkar. Bu yüzden Sarsak Elek bakım planında elastomer yaşlanması ayrı bir kalem olarak ele alınmalıdır.
Yay üst/alt baskı plakaları gevşekse mikro darbeler artar. Ayrıca gövde-şase bağlantılarında gevşeme, yayın yuvasında vuruntu yapar. Bu vuruntu, yay telinde mikro çatlakları büyütür. Periyodik tork kontrolü ve yatak yüzeylerinin kondisyon takibi, Sarsak Elek yay ömrünü doğrudan uzatır.
Metal helisel yaylarda ısıl işlem ve yüzey kalitesi kritik önemdedir. Endüstride “iyi” kabul edilen yaylarda yüzey sıkıştırma gerilmesi oluşturan shot peening gibi işlemler yorulma ömrünü ciddi artırır. Düşük kalite yaylarda ilk çatlak genellikle yüzey hatasından başlar. Bu nedenle Sarsak Elek yayı seçerken sadece fiyat değil, üretim standardı ve izlenebilirlik de değerlendirilmelidir.
Yay kırılması çoğu zaman bir semptomdur. Sadece yayı değiştirip geçmek, aynı kök neden devam ediyorsa yeni yayı da kısa sürede harcar. Doğru yaklaşım, titreşim ölçümü, genlik/frekans kontrolü ve montaj geometrisinin doğrulanmasıyla birlikte ilerlemektir. Kısacası Sarsak Elek yay arızası, “parça” değil “sistem” problemidir.
Avantaj: Yük kapasitesi yüksek, kompakt, maliyeti görece uygun, sıcaklık dayanımı iyi.
Dezavantaj: Korozyona hassas (kaplama/koruma ister), yanal yükte yorulma riski yükselir, rezonans tasarımı hassastır.
Ne zaman seçilir? Kuru kırma-eleme tesisleri, ağır gövdeler, yüksek statik yük ve düzgün montaj geometrisi olan sistemler. Bu senaryolarda Sarsak Elek yayları için helisel çelik yaylar doğru standartla uzun ömür verir.
Avantaj: Doğal sönümleme yüksektir; vuruntu ve darbeleri iyi emer. Şaseye geçen titreşimi azaltmada başarılıdır.
Dezavantaj: Yaşlanma, sıcaklık ve kimyasal etkilerle özellik değiştirir. Sertlik değişimi sistem frekansını kaydırabilir.
Ne zaman seçilir? Darbeli besleme, gürültü hassasiyeti, orta ölçekli elekler, rezonans riskini “damping” ile baskılamak istenen durumlar. Bu kullanımda Sarsak Elek yay seçimi yapılırken kimyasal uyumluluk ve sıcaklık aralığı mutlaka yazılı hale getirilmelidir.
Avantaj: Aşınma direnci ve yırtılma dayanımı iyi, bazı kimyasallara kauçuktan daha dayanıklı, sönümleme performansı tatmin edici.
Dezavantaj: Yanlış seçilirse sertleşme/çatlama görülebilir; üretici kalite farkları büyüktür.
Ne zaman seçilir? Aşındırıcı tozun yoğun olduğu alanlar, darbe + sönümleme ihtiyacının birlikte olduğu tesisler. Özellikle taş tozu ve ince malzeme yoğunluğunda Sarsak Elek izolasyon elemanları, mekanik kadar çevresel dayanım kriteriyle de seçilmelidir.
Avantaj: Ayarlanabilirlik, yüksek izolasyon, düşük doğal frekans elde etme kolaylığı.
Dezavantaj: Tesis koşullarında bakım ve sızdırmazlık yönetimi ister; maliyet artar.
Ne zaman seçilir? Çok hassas izolasyon gerektiren büyük tesisler, titreşimin çevre ekipmanlara kritik zarar verdiği senaryolar. Bu yaklaşım, yüksek izolasyon hedefleyen özel Sarsak Elek vibrasyon izolasyonu projelerinde tercih edilir.
Yay seçerken statik yük altında oluşan çökmenin, yayın çalışma aralığında kalması gerekir. Pratikte hedef, yayın “bloklanma” noktasından güvenli mesafede çalışmasıdır. Ayrıca dinamik yükle birlikte toplam sehim, mekanik limitlere yaklaşmamalıdır. Bu nedenle seçim, sadece katalog yük değerine bakılarak değil, gerçek yük paylaşımı hesaplanarak yapılmalıdır. Yanlış yük paylaşımı, Sarsak Elek yayları üzerinde “tek köşede yorgunluk” olarak ortaya çıkar.
İyi izolasyon için çalışma frekansının, sistemin doğal frekansının belirli bir katı üzerinde olması beklenir. Uygulamada “izolasyon artacak” diye doğal frekansı aşırı düşürmek de risklidir; çünkü gövde salınımı artabilir. En doğru yaklaşım, ölçümle doğrulanan titreşim analizi ile seçim yapmaktır. Bu yaklaşım, performansı koruyarak Sarsak Elek yay kırılmalarını azaltmanın en teknik yoludur.
Bu üç başlık birlikte ele alındığında, aynı üretim hattında bile Sarsak Elek yay seçimi iki farklı sahada iki farklı malzeme ile sonuçlanabilir. Bu, “tek doğru” değil “doğru senaryo” yaklaşımını gerektirir.
Yayları tek tek “tamamlayarak” değiştirmek, yük paylaşımını bozar. En iyi uygulama, aynı köşedeki yayların ve çoğu zaman tüm takımın set halinde değiştirilmesidir. Yay yatak yüzeyleri taşlanmış/temiz olmalı, yay eksenleri kaçıklığa zorlanmamalıdır. Bu disiplin, Sarsak Elek sisteminde hem arıza sıklığını hem de plansız duruşları düşürür.
Bir kırma-eleme tesisinde 2 katlı Sarsak Elek üzerinde her 3–4 haftada bir ön sol yay kırılıyordu. İlk bakışta “kalitesiz yay” denildi. Ancak titreşim ölçümünde gövdenin eliptik titreştiği, çift motorun faz uyumunun kaydığı ve besleme ağzında sık sık yığılma olduğu görüldü. Çözüm olarak motor faz ayarı düzeltildi, besleme bunkerinde akış düzenleyici revizyon yapıldı, yay yatak yüzeyleri paralelleştirildi ve yaylar set halinde doğru sertlikte seçildi. Sonuç: Yay kırılmaları durdu, şase cıvata gevşemeleri azaldı, elek teli ömrü uzadı. Buradaki ders net: Sarsak Elek yay kırılması çoğu zaman “sistem ayarı” problemidir.
1. Yay kırılıyorsa mutlaka yanlış yay mı seçilmiştir?
Hayır. Yanlış yay seçimi önemli bir neden olabilir; ancak rezonans, motor senkronu, aşırı besleme, montaj kaçıklığı ve korozyon da en az yay seçimi kadar sık görülür. Bu nedenle Sarsak Elek üzerinde “kırılma” görüldüğünde, önce sistem verileri okunmalıdır.
2. Helisel yay mı kauçuk yay mı daha uzun ömürlüdür?
Tek bir doğru yoktur. Kuru ve düzgün montajlı ağır sistemlerde kaliteli helisel yaylar çok uzun ömürlü olabilir. Darbeli besleme ve gürültü hassasiyeti olan yerlerde kauçuk/PU daha stabil davranış gösterebilir. Burada belirleyici olan, sahadaki çalışma koşullarına uygun Sarsak Elek yay seçimi kriterleridir.
3. Yayları tek tek değiştirmek sakıncalı mı?
Evet, çoğu senaryoda sakıncalıdır. Yeni yay daha farklı sehim yapacağı için yük paylaşımı bozulur ve diğer yaylarda da hızlanan yorulma görülür. En iyi uygulama, aynı grubu set halinde değiştirmektir; bu yaklaşım Sarsak Elek yayları için standart haline getirilmelidir.
4. Yay sertliği nasıl anlaşılır?
Katalogda verilen k (yay sabiti) ve çalışma aralığı temel göstergedir. Sahada ise statik yük altında çökmenin ölçülmesi ve titreşim verileriyle doğrulama yapılması en güvenilir yöntemdir. Özellikle arıza tekrarlıyorsa Sarsak Elek vibrasyon ayarı ile birlikte değerlendirilmelidir.
5. Yay kırılmasını azaltmak için en hızlı kontrol listesi nedir?
Motor senkronu, besleme yığılması, yay oturma yüzeyleri, cıvata sıkılıkları ve korozyon ilk 30 dakikada kontrol edilmesi gereken başlıklardır. Bu kontroller, Sarsak Elek kaynaklı plansız duruş riskini hızlıca düşürür.